Genital bölgenizi nasıl temizliyorsunuz ?

Saçlarınızı şampuanlarken, dişlerinizi fırçalarken, sabah ve akşamları yüz temizliğinizi yaparken, duş alırken, gün içinde sık sık ellerinizi yıkarken muhtemelen sade su ile yıkamıyorsunuz, uygun bir temizleme ürünü tercih ediyorsunuzdur.

Peki ya genital bölgenizi nasıl temizliyorsunuz?

Adet dönemlerinde rahim iç dokusunu da içeren adet kanı, özellikle de bir süre beklerse, içindeki maddeler bozunur, mikroorganizmalar ürer, istenmeyen kokular oluşur. Cinsel ilişki esnasında kadın ve erkekten gelen vücut salgıları genital bölgede birbirine karışır kalır. Doğal halinde bile bu bölge, koltuk altına çok benzeyen özellikte kıllar ve kokulu bir salgı yapan apokrin ter bezleri içerir, bu nedenle her zaman için sade su yeterli olmaz, aynı koltuk altları gibi özel temizlik gerektirir. Sabun, duş jelleri gibi sıradan temizleyiciler vajinanın koruyucu doğal asidik ortamını değiştirip sanıldığının aksine enfeksiyonların daha kolay gelişmesi için elverişli ortam oluştururken uygun asid pH içeren intim temizlik ürünlerinin kullanımı bu dengenin yeniden oluşmasına katkıda bulunur.

Bu nedenle vulvovajinal enfeksiyonların tablet, ovül ve kremlerle düzenlenen tedavisinde jinekologlar ilaçlara ek olarak vajinal pH’ı da düzenleyen temizleyici ürünleri tedavinin ve koruyucu önlemlerin bir parçası olarak hastalarına mutlaka önermektedirler.

Demek ki genital bölge temizliğiniz için intim yıkama ürünü kullanmanız çok gerekli!

Üstelik günde bir kez genital bölgeye uygulayıp durulayacağınız 1-2 damla bile yeterli!

Ancak bu ürünleri seçerken içeriklerine özellikle dikkat edilmesi gerekiyor.

Klasik intim yıkama ürünlerinin bileşiminde yer alan bazı aktif maddeler ve raf ömrünü uzatmak (yani ambalaj içinde bozulmasını önlemek) için eklenen sentetik koruyucular, alerji, tahriş ve çeşitli cilt sorunları oluşturmalarının yanısıra, vücutta birikerek uzun vadede istenmeyen başka hastalıklara da neden olabilmektedir. Özellikle hassas kişilerin bu zararlı maddeleri içermeyen sertifikalı ekolojik ürünleri tercih etmeleri gerekir. Sodyum Laurileter Sülfat, Disodium Laurileter Sülfosüksinat, Laura Amido Propil Betain gibi sentetik aktif maddeleri ve Heksamidine Diisetiyonat gibi sentetik koruyucular, PEG (Polietilenglikol) gibi sentetik emülgatörler sertifikalı ekolojik intim yıkama ürünlerinde kesinlikle yer alamazlar.

Eğer genital sağlığınıza ve temizliğinize gerçekten özen gösteriyor, kullandığınız ürünlerin içinde zararlı maddeler olmamasını önemsiyorsanız ekolojik ürünler kullanmalısınız.

Konuyla ilgili daha detayli bilgiler istiyorsanız ;

Vajinal akıntılarla ilgili genel bilgi
Overler (yumurtalıklar), tüpler, uterus (rahim), vajina ve vulva kadın genital organlarını oluşturur. Vajina anatomik olarak cinsel ilişkiye girilen ve adet kanının dışarıya akmasını sağlayan organ olup 7 – 9 cm uzunluğunda, kaslar ve üzerini örten mukozadan oluşan bir yapıdır. Her kadında doğal bir vajinal akıntı görülür. Ergenlik döneminden menopoza kadar olan dönemde östrojen hormonu etkisiyle rahim ağzındaki bezlerden ve vajina duvarını döşeyen hücrelerden sürekli değişen miktarda salgı salgılanması nedeniyle vajinal mukoza her zaman için nemli kalır. Vajinal akıntılar, bir kadını jinekoloğa götüren nedenlerin en başında gelen ve kişisel, sosyal ve cinsel yaşamını etkileyen rahatsızlıklardır. Yaşamın hemen her döneminde ortaya çıkabilmekle beraber en sık olarak üreme çağındaki cinsel aktif kadınlarda görülürler. Akıntılarla ilgili en önemli konulardan biri de anormal akıntıyı normal akıntıdan ayırt etmek ve buna neden olabilecek yanlış kişisel alışkanlıklar, kişisel bakım ve hijyenik hatalardan vazgeçmektir. Hijyenik kurallara dikkat etmek ve düzenli olarak yapılan jinekolojik kontroller, bazen herhangi bir yakınmaya neden olmadan ilerleyerek sağlığınızı olumsuz etkileyebilecek enfeksiyonlardan veya başka hastalıklardan korunmanızı sağlar.

Her vajinal akıntı enfeksiyon anlamına mı gelir?
Normal vajinal akıntının miktarı ve kıvamı her kadında değişiktir. Berrak, beyazımsı ve kokusuz bir sıvı olup rahatsızlık vermez. Ayrıca cinsel ilişki öncesi uyarılma esnasında da vajina girişindeki bezlerden salgı artışı olur ve bu da cinsel ilişkiyi kolaylaştırmak içindir. Yine adet dönemi içinde yumurta çatlamasına (ovulasyon) denk gelen 12 – 14. günlerde vajinal akıntıda belirgin miktarda artış olur ki, bunun sebebi de cinsel ilişki esnasında vajinaya boşalan meninin içindeki spermin rahim ağzından rahim içine kolayca geçebilmesi ve tüplere ulaşıp yumurtayı dölleyebilmesi içindir. Aynı şekilde adet döneminin hemen öncesinde de akıntıda hafif bir artış olması normaldir. Vajinanın tamamen kuru olması olumlu bir durum olmayıp özellikle de cinsel ilişkinin çok ağrılı olmasına yol açabilir.

Vajinanın pH’ı
Sağlıklı bir kadında vajina, vajinal flora olarak adlandırılan birçok mikroorganizmayı içerir ve bu mikroorganizmalar arasında bir denge mevcuttur. Bunlar arasında özellikle laktobasiller vajinadaki glikojeni parçalayıp laktik aside çevirir ve ortam pH’sının 3.8 – 4.5 civarında asidik olmasında rol oynar. Bu asit pH diğer patojen bakterilerin üremesine engel olur. Vajinal florayı oluşturan mikroorganizmalar arasındaki dengenin bozulması enfeksiyonlara ve bunlara bağlı yakınmalara neden olur. Vajinal floranın devamlılığında rol oynayan faktörlere göz attığımızda östrojen hormonu vajina duvarının üst tabakasını döşeyen hücrelerin kalınlaşmasını sağlar. Ergenlik öncesi ve menopoz sonrası dönemde östrojen yetersizliğine bağlı olarak bu tabaka ince kalır ve enfeksiyonlara yeterli direnci gösteremez. Bu tabakadaki vajinal hücreler normalde bol miktarda glikojen olarak adlandırılan ve şekerin depo formu olan molekülü içerir. Vajinal dengeyi sağlayan koruyucu bakteriler enerji kaynağı olarak glikojeni kullanır ve bu süreçte laktik asit oluştururlar. Bu asidik ortam da vajinada bulunan yararlı mikroorganizmaların devamını sağlarken mantar, Gardnerella gibi çoğaldıklarında hastalık oluşturacak mikroorganizmaların üremesini kontrol altında tutar. Vajinal florada yer alan mikroorganizmalar arasındaki denge bozukluğunda bu mikroorganizmalardan biri veya birkaçı fazla çoğalarak enfeksiyonlara yol açar. Akıntı, kaşıntı, tahriş, kötü koku, idrar yaparken yanma, ilişki sırasında ağrı gibi yakınmalar ortaya çıkar.

Vajinit
Antibiyotik kullanımı, gebelik, menopoz, şeker hastalığı, kronik hastalıklar, kanser tedavisi ve steroid tedavisi hatta stres gibi immün direnci düşüren durumlar, doğum kontrol hapları, prezervatif, spermisid kullanımı gibi diğer doğum kontrol yöntemleri, cinsel ilişkide kullanılan kaydırıcı jeller,bazen doğal cinsel ilişkiyi takiben,adet kanamasını takiben, vajinaya uygulanan vajinal duş, sprey, pudra ve sabun, renkli tuvalet kağıdı gibi, kimyasallar içeren maddeler, vajinal tampon kullanımı, genital bölgenin şişmanlık ve hava sıcaklığı gibi etkilerle terlemesi, yeterince dezenfekte edilmemiş veya aşırı klorlanmış havuz suları,genital bölgenin ıslak bırakılması,çok dar ve sıkı, hava almayan iç çamaşırı ve pantolon giyilmesi gibi faktörler mikroorganizmalar arası dengeyi bozarak enfeksiyonlara yol açar.Vajina iltihaplarına vajinit, dış genital bölge de olaya dahil olduğunda vulvovajinit denir. Hemen her kadın hayatının bir döneminde böyle bir enfeksiyon ile karşı karşıya kalır. Koyu sarı, yeşil veya grimsi renkli veya beyaz süt kesiği kıvamında akıntı, kötü koku, kaşıntı, yanma ve batma hissi, idrar yaparken yanma ve acıma hissi, ilişki sırasında ağrı gibi yakınmalar durumunda hekime başvurulmalıdır. Yapılan jinekolojik muayene genellikle tanı için yeterli olmakla beraber akıntıdan örnek alınarak bazı testler yapılması da gerekebilir.Yaygın olarak görülen bu enfeksiyonlar kadınlara rahatsızlık vermenin yanı sıra kalıcı hasarlara da yol açarak sağlığı olumsuz etkileyebilir. En sık olarak sarı renkli, kötü kokulu akıntıyla seyreden Gardnerella’nın neden olduğu bakteriel vajinozis, beyaz peynirimsi parçalı veya krem kıvamında akıntı, kaşıntı, vulvada kızarıklık ve yanma hissi ile seyreden Candida’ların neden olduğu mantar vajinitleri, ayrıca cinsel ilişki ile geçen, bol miktarda, kötü kokulu,köpüklü akıntı ve kaşıntıyla seyreden Trichomonas adlı bir protozoonun neden olduğu vajinitler görülür. Bunlar vajinitlerin en sık görülen nedenleri olup bu bölgede hastalık oluşturabilen başka ajanlar da mevcuttur. Vulvovajinitlerin tedavisinde patojen ajanın cinsine göre değişmek üzere oral yoldan kullanılan tablet ve kapsül formları, vajinal yoldan kullanılan ovül formları, ayrıca topikal kremler ile düzenlenen tedavilerin yanısıra genital hijyen için koruyucu önlemler de mutlaka hastaya hatırlatılır.

Genital hijyen
Vulvovajinal bölgenin temiz ve kuru tutulması çok önemlidir. Kadınlarda vajina ve idrar yolları,anüse çok yakın olduğu için bağırsaklardaki mikroorganizmalar kolaylıkla bulaşarak vaginit ve idrar yolu enfeksiyonuna yol açabilirler.Bu nedenle temizliğin mutlaka önden arkaya doğru yapılması gerekir.Vajinal temizlik yapıldıktan sonra vajina mutlaka kurulanarak nemli bırakılmamalıdır. Banyodan ve havuzdan sonra da kurulama işlemi ihmal edilmemelidir. Pamuklu iç çamaşırı kullanılmalı, özellikle çamaşırın ağ kısmının pamuklu olmasına dikkat edilmelidir. Çamaşırlar düzenli ve sık değiştirilmelidir. Bedene uygun, kesimi rahat ve dar olmayan çamaşırlar kullanılmalıdır. Kokusuz ve renksiz tuvalet kağıdı kullanılmalıdır. Cinsel ilişki sonrasında genital bölgenin temizlenmesi önemlidir. Meninin pH’ı alkali olduğu için vajinal floranın dengesini bozar. Ancak bu temizlikte de elbetteki vajinal pH’yı bozmayacak şekilde uygun olarak üretilmiş intim ürünler kullanılmalıdır.

Hijyenik pedler ve tamponların kullanımı
Menstruasyon döneminde en sık kullanılan ürünler pedlerdir. Bunlar emiciliği fazla olan materyallerden üretilir. Ancak emme kapasitesi çok yüksek süperabsorbanların kullanımında bunların ciltte oluşturabileceği tahriş ve alerji gibi olumsuz etkilerin yanısıra değiştirme ihtiyacı daha geç oluşmakta, dolayısıyla rahim içi dokuları da içeren kanlı materyal uzun süre muhafaza edilerek enfeksiyonlara zemin hazırlamaktadır. Pedlerin kullanımında da iç çamaşırında olduğu gibi sentetik ürünler yerine saf pamuktan yapılmış ürünlerin kullanılması ve en az 3 – 4 saatte bir değiştirilmesi gerekmektedir. Yine ülkemizde kullanımı çok yaygın olmamakla beraber tamponlar da emiciliği fazla olan malzemelerden üretilir. Emiciliği çok fazla olan çeşitleri kullanıldığı ve uzun süre değiştirilmediğinde alerji ve vajinitlerin yanısıra çok nadiren de olsa toksik şok sendromu adı verilen ateş, döküntü, kas ağrısı, ishal, ani tansiyon düşmesi, karaciğer ve böbrek yetmezliği ve hatta ölüme neden olan bir bakteriyel enfeksiyona yol açabilir. Tampon kullanırken sentetik süperabsorban ürünler yerine saf pamuktan üretilmiş tamponlar kullanmak, kanama miktarından daha düşük emme kapasitesine sahip ürünler kullanmak, 4 – 6 saat aralıklarla mutlaka değiştirmek, gece yatarken tampon yerine ped kullanmak gerekmektedir. Gerekli önlemler alınarak tampon kullanıldığında herhangi bir sakıncası yoktur.

İntim Yıkama Ürünleri
Menstruasyon döneminde pedler veya tamponlar değiştirilirken, genital bölgedeki kanın intim bir yıkama ürünü, intim mendil veya sadece su kullanılarak uzaklaştırılması uygun olur. Beklemiş menstruel kan mikroorganizmaların üremesi için elverişli bir besiyeri oluştururken ayrıca kanın pH’ı 7.4 yani alkali olduğundan vajinanın koruyucu asit pH ortamını da olumsuz etkileyebilir. Gebelik döneminde fırsatçı patojenlerin yol açtığı enfeksiyonlar özellikle artabilir ve tedaviye direnç gösterebilir. Gebede oluşturduğu rahatsızlığın ötesinde sık olmamakla beraber asendan yolla yayılarak erken doğum, plasenta, zarlar ve amniotik sıvının enfeksiyonu ve doğum sırasında fetusun enfeksiyonu gibi istenmeyen sonuçlara da neden olabilir. Size genital bölge temizliği için intim yıkama ürünleri kullanmanızı kesinlikle öneriyoruz. Nasıl ki hiçbir özel yakınmanız olmasa bile genel vücut temizliği için su kullanmanız yeterli olmuyorsa, saçlarınız için şampuanlar ve kremler, vücudunuz için duş jelleri, yüzünüz için özel temizleme jelleri, dişleriniz için macunlar kullanıyorsanız, genital bölge için de özel olarak üretilmiş intim yıkama ürünlerinden yararlanmalısınız. Peki iştesiniz, okuldasınız, seyahattesiniz, toplantıdasınız ve genital bölgenizi suyla rahatça yıkayabileceğiniz uygun ortam bulamıyorsunuz, bu durumda da yardımınıza ıslak mendiller koşuyor, elbette ki onların de özel olarak üretilmiş intim ürünler olması koşuluyla. Ancak bu ürünleri seçerken içeriklerine de özellikle dikkat edilmesi gerekiyor. Çünkü sizin de çok iyi bildiğiniz gibi piyasada bulunan pek çok kozmetik ve hijyenik ürün sağlığımız açısından zararlı birçok kimyasal madde içermektedir.

Ekolojik Hijyenik Ürünler
Klasik intim yıkama ürünlerinin bileşiminde yer alan bazı yıkama aktif maddeleri ve ürünün raf ömrünü uzatmak yani ambalaj içinde bozulmasını önlemek için eklenen sentetik koruyucular çeşitli zararlı etkilere sahip bulunmaktadırlar. Bu maddelerin bazıları rahatsız edici alerjilere yol açarken bazıları vücutta birikerek uzun zamanda istenmeyen hastalıklara neden olabilmektedirler. Özellikle hassas cilde sahip kişilerin, risk grubunda sayılan kişilerin bu maddelerin bulunmadığı sertifikalı ekolojik ürünleri tercih etmesi önerilir. Sodyum Laurileter Sülfat, Disodium Laurileter Sülfosüksinat, Laura Amido Propil Betain gibi sentetik tensidler (yıkama aktif maddeleri) ve Heksamidine Diisetiyonat gibi sentetik koruyucular, PEG (Polietilenglikol) gibi sentetik emülgatörler sertifikalı ekolojik intim yıkama ürünlerinde kesinlikle yer alamazlar.

Eğer genital sağlığınıza ve temizliğinize gerçekten özen gösteriyor, ayrıca doğanın bir parçası olduğunuzun bilincinde bireyler olarak kullandığınız ürünlerin gerek üretimi aşamasında doğaya zarar verilmemiş olmasını gerekse siz kullanıp attıktan sonra arkanızda binlerce yıl kalacak çöpler bırakmamayı önemsiyorsanız kadın hijyenik ürünleri; ped, tampon, intim yıkama ve ıslak mendiller kullanırkan ekolojik ürünleri tercih etmenizi öneriyoruz.

Op.Jin.Dr. Işıl Güney Tunalı

 

Sayın Işıl Güney Tunalı’ya MOMIDEA BLOG’a sağladıkları katkılar için teşekkür ederiz

#momidea #iyioliyişeyleryap #eniyisi etiketle, paylaş